Ana içeriğe atla

*ISSIZ VE SESSİZ ARASINDAKİ ÇİZGİ*



Issızlık ile sessizlik arasında benzerlik var gibi değil mi?
Bazen ikisini birbirinin yerine kullandığımız olur.
Aslında ikisi bambaşka!

SESSİZLİK, ''sesin çıkmaması,ses gelmemesi, gürültü olmaması...vs.''
 ISSIZLIK, ''ıs'' kökünden gelen, anlamı ''kimsesiz,sahipsiz'' olan bir kelime oysa...
Kelime anlamları bir yana, hissettikleri benzer gibi olsa da çoğu zaman farklıdır aslında.
 Issız kalmak; kimsesiz, yapayalnız kalmak -bedenen değil ruhen ve kalben- şu koskoca dünyada. Oysa sessiz kalmanın bir çok yolu vardır. Sessizlik bir seçim olabilir. Issızlık, kimsenin içinde bulunmak istemediği bir durumdur. Issız kalan insan, ya çok hata yaptığı için, ya da asla anlaşılamadığı için yalnız kalmıştır. Anlaşılamamak derken, illa konuştuğunun anlaşılmaması gibi bir şey değil. Duyguları anlaşılmamıştır, varlığının farkına varılmamıştır, değeri insani yönden tartılmamıştır... İşte bu şekilde ıssız ve yalnız kalmıştır insan.
Sessizlik?

Bakın...Konuşmamayı, görüşmemeyi, anlatmamayı seçtiğinizde sessizliği kabul edersiniz. Sessizce yaşamayı uzun vadede seçtiğiniz takdirde, o zaman ıssızlığa doğru yol alacaksınız demektir. Hepimiz için, ıssızlık ile sessizlik arasında bir çizgi var.
 Defalarca sessizliğimiz yüzünden uyarı gelir. Uyarı alırız çünkü, ya biz ıssız kalırız sonunda; ya da sevdiklerimiz mutlaka.
Issız kaldığımızda, sessizlik kaçınılmaz...
Sessiz kaldığımızda, ıssızlık kaçınılmaz...

A. Banu Ocaksoy 🍀


(Not:Yazı bana aittir.
 Fotoğraf Pinterest'ten alıntıdır.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

*HAYALLER, UMUTLAR, TEŞEKKÜR* Bekler, umut eder herkes. Mutlaka beklediği, umduğu hatta çok istediği bir şeyler vardır herkesin değil mi? Bugün o istediği olmadı diye, yarın düşlemekten vazgeçer mi hiç? Vazgeçmez... Bunun adı sabır... Bir yoldan geçerken elinde simit olan bir çocuğun simidi, acıkmış hâlde sabırla bekleyen o kuşlara nasip olur mesela... Herkes için bu böyle... Sabırla beklediğin şey, biraz da gayretinle; bilemiyorum belki çok fazla gayretinle senin oluverir... Bugün olmadıysa, uyumadan önce düşle ve yarın olacağına inan... Bugün olduysa, gözün aydın... Başka bir düşe hazır olduğuna eminim ama... Çünkü hayal etmeyi, beklemeyi, umut etmeyi asla bırakmaz yaşayan kimse... Yaşadığını anlamanın zaten iki yolu var; birincisi hayatında var olanlara teşekkür etmek, ikincisi de hep hayal etmek... Hayalleriniz gerçek olsun, teşekküre dönsün. A. Banu Ocaksoy 🍃

Herşey Karmaşık 2. Bölüm

HERŞEY KARMAŞIK (2. BÖLÜM) (KURGU ÖYKÜ) * Bir Gün İçinde * Günün başına dönelim. Saat 8.05'de kızını servise bindirip, arabasının arka koltuğuna evrak çantasını koyup şoför koltuğuna geçti. Aynasını çıkarıp, makyajını kontrol ettikten sonra 'mükemmel' görünümlü bir iş kadını olduğuna emin olup yola koyuldu. İş yerine on dakika sonra ulaştı.  Ajansın kapısından girerken, tanımadığı bir numaradan gelen kısa mesajı açıp okudu : '' mailinizde önemli bir bilgi var.İncelemenizi tavsiye ederim'' yazıyordu. Kadın zaten gece saat 02:30'da mailini kapatıp, sabah 07:45'de kontrol etmişti. Mail gönderen kişi, belli ki telaş içindeydi; yoksa neden bu saatler aralığında ''önemli'' diye nitelendirdiği bir mail göndersin ki? Odasına bir sade kahve rica edip, hemen bilgisayarını açıp mail kutusunu kontrol etti. Mail'de iki tane dosya eklentisi bulunuyordu. Açıklamada ise : '' Bakalım, hayatın gerçek miymiş?'' yazıyordu. Kadın,...

ÇIPLAK AYAKLI ÇOCUK

-Çıplak ayaklı Çocuk- Bir ilkbahar gününde, ne ısıtan ne de üşüten bir güneş doğdu. Kiminin evine girip perdeleri açtırıyor,kimi evleri aydınlatmıyordu... Birden koştu çocuk! Ayağında ayakkabı da yoktu çorap da... Nereye koştu çocuk? Umuda? Bir parça huzura belki de? Ne evine girmeyen güneş, ne de soğuk yatağı umurundaydı! Koştu çocuk... Ayağında ne ayakkabısı vardı ne de çorabı... Kucakladı mutluluğu; dünyayı kucaklar gibi! Dünyayı sığdırdı kucağına, yine koştu çocuk... Ayağına bir şey batacak olması da umurunda değildi, buz gibi taşlarda... Çünkü küçük sürprizleri kucaklaması gerekliydi! Dünyayı başka gördü, koştu çocuk... Kimsenin göremediği kadar güzel, kimsenin anlamayacağı kadar özel bakabiliyordu çocuk! Bir şey öğretti çocuk; "dünya elimizde, kollarımızın arasında... Öyle de yaşıyoruz böyle de... En iyisi umudunu asla yitirme!" Dedi çocuk. Ayağına taş değmesin çocuk! Evinde güneş hep doğsun, aydınlık ve sıcak dünya seninle olsun! Sen çok yaşa,mutlu yaşa olur mu çocu...